YURTDIŞI EĞİTİM BLOG
Yurtdışında Dil Öğrenmek
Dil; insanların birbirleriyle anlaşabilmek, duygu veya düşüncelerini ifade edebilmek, bir topluluğa olan aidiyetini sembolize etmek ve gelişimini hızlandırıp kolaylaştırmak adına, ağız yoluyla çıkardığı seslerin organize edilmesi halidir. Dil kavramı konusunda uzman olan pek çok filoloğa göre, dil de, diğer canlılar gibi doğduğu, geliştiği ve zamanla ortadan kalktığı yani öldüğü için, canlı bir varlık olarak kabul edilmektedir. Gerçekten de diller, insanoğlunun varoluşu ve faaliyetleri ile paralel bir gelişme kazanmaktadır. Bu nedenle insan sayısındaki artış ve insanların dünya genelindeki seyahatleri ile yayılıp büyürken, kendi içinde kapalı ve ilkel olan toplumların bizzat kendisi gibi ortadan kalkarak yok olmaktadır.
Dilin Tarihi Ve Ortaya Çıkışı
Bu konu, pek çok tarihçinin ve biyoloji kökenli bilim adamının araştırma konusu olagelmiştir. İnsanoğlunun ortaya çıkışı ve gelişim evreleri, doğrudan dilin da gelişim aşamalarını etkilediğinden, dilin orijini ve yayılışı, insan biyolojisi ile ilişkilendirilmektedir. Basit, temel ve sınırlı sayıdaki seslerin, zaman içerisinde anlamlı kelimeler bütünü haline gelişi; tarihçiler ve filologlar kadar, insanın biyolojik gelişimiyle ilgilenen bilim adamlarının da temel araştırma konularından biridir. Bu nedenle bilimin ve kutsal metinlerin işaret ettiği, insanların tek bir topluluk olduğu ve milletlerin bu topluluğun alt dallara ayrılması ile oluştuğu bilgisi, dünya üzerindeki tüm dillerin de tek bir ortak atadan oluştuğu fikrini de güçlendirmektedir.
Ana Dil Nedir?
Ana dil, aynı mantıkla oluşmuş “anavatan” kavramı gibi, kişinin doğduğu andan itibaren öğrenmeye başladığı ve zamanla bu dilin kullanımına hâkim olduğu dildir. Yani bu anlamda, kişinin öğrendiği ilk dildir. Ana dil, ilk olarak kişinin doğumuyla birlikte aile içinde karşılaştığından, sıklıkla temeli aile içinde atılmaktadır. Ana dilin öğrenimi; kişinin çocukluğundan itibaren çevresi ile iletişim halinde olması, içinde bulunduğu topluluğun normlarını ve kültürünü öğrenip, o topluluğun bir parçası haline gelebilmesi açısından hayati derecede önemlidir. Ayrıca anadil, yeni bir dil öğrenmek için kişinin referans aldığı temel dayanak işlevi de görmektedir. Çünkü tüm dillere özgü olan dilbilgisi öğeleri, ilk önce bir dilde uygulamalı olarak tecrübe edilmeden, başka bir dildeki işlevi de anlaşılamayacaktır.
Dil Aileleri
Tüm insanların ortak bir atadan geldiği olgusu, teknik olarak farklı biçimlerde açıklanmış olsa da, hem kutsal metinlerin hem de modern bilimin kesiştiği bir noktadır. Bu olgudan yola çıkarak, dünya üzerindeki insanların ve oluşturdukları milletlerin de birbiriyle akraba oldukları sonucuna varılır. Bu nedenle diller de, aynı insanlar gibi birbirleriyle akrabalık ilişkisi içerisindedir. Örneğin, İngilizler ile Almanlar, Germen ulusları adı altında akrabalık ilişkileri olduğundan, İngilizce ve Almanca, Hint-Avrupa Dil ailesinin Germen Dilleri koluna mensupturlar. Bu nedenle gramer olarak, bir Latin dili olan İspanyolcaya nazaran çok daha benzer özellikler taşırlar.
Diller Arasındaki Farklar
Her ne kadar, diller de insanlar gibi ortak bir atadan doğmuş olsalar da, zamanla farklı coğrafyalara yayılan insanların farklı kültür ve yaşam tarzları geliştirmesi nedeniyle, zamanla farklılaşarak, kendilerine özgü bir şekilde gelişmişlerdir. Bu nedenle, coğrafi olarak birbirine yakın iki millet arasındaki ekonomik ve kültürel etkileşim nedeniyle dilleri arasındaki benzerlikler daha fazla iken, uzak coğrafyalardaki diller arasındaki gramer ve ses farklılıkları çok daha fazladır. Hatta bu durumla alakalı olarak, hayvan davranışlarını inceleyen bazı bilim adamları, farklı coğrafyalarda yaşayan ve aynı türe mensup iki kuşun bile ötüş şekillerinde farklılıklar oluştuğunu iddia etmektedirler.
Bilingual Olmak Nedir?
Bilingual, bilingualizm veya multilingualizm, iki veya daha fazla dilin akıcı bir şekilde konuşulmasını ve anlaşılmasını ifade etmektedir. Bir insanın, kendi ana dilinin yanında birkaç dili de akıcı konuşabilecek kadar öğrenmesi mümkündür. Ancak bu durum, çoğu zaman doğuştan karşılaşılan şartlarla mümkün olabildiği gibi kişinin kendi çabası ile sonradan da kazanılabilmektedir. Örneğin, farklı topluluklar arasındaki evliliklerde, çocuklar hem annelerinin hem de babalarının konuştuğu diller ile çocukluktan itibaren aşina olduklarından, her iki dili de akıcı bir şekilde konuşabilmektedir. Bunun dışında bazı ülkelerde birden fazla resmi dil kullanıldığından, yine aynı durum söz konusudur. Örneğin Kanada vatandaşları hem Fransızcayı hem de İngilizceyi günlük hayatlarında sıkça kullanmaktadır. Yine ABD’de İngilizcenin yanında İspanyolca da sıklıkla konuşulan dillerdir.
Neden Yeni Bir Dil Öğrenilmeli?
İkinci bir dil öğrenmek bazı durumlarda insanlar için mecburiyet halini alırken, kimi durumlar da pek çok avantaj sağlayan kişisel tercih sonuçlarıdır. Örneğin, İspanya’nın Katalonya bölgesinde Katalanca yerel bir dil olarak konuşulmaktadır. Ancak ülkenin resmi dili İspanyolca olduğundan, bu bölgede yaşayan insanların günlük hayatlarında çok sık kullanmasalar bile resmi işlemler için İspanyolcayı öğrenmeleri gerekmektedir. Bunun dışında, günümüz dünyasında, iletişim araçlarının teknolojik etkiyle gelişimi, kültürler arasındaki etkileşimi de inanılmaz boyutlara taşımış durumdadır. İki farklı topluluğun üyeleri, iletişim kurmak için ya birbirlerinin dilini veya ortak bir ikinci dili öğrenmeleri gerekmektedir. Bunun dışında akademik, kariyer imkânları, seyahat veya hobi amacıyla da öğrenme söz konusu olabilmektedir.
Yeni Bir Dil Öğrenmek Zor Mudur?
İnsan yaşamındaki her faaliyet gibi dil öğrenmek istemenin de belirli bir zorluğu veya maliyeti vardır. Ancak en temelde insanın, neden bu faaliyete girişmesi gerektiğinin çok iyi farkında olması gerekmektedir. Zorunluluk veya kişisel tercih nedeniyle gerçekleşebilecek bu durum, doğrudan sonucu da etkileyecektir. Bunun yanı sıra öğrenmek istenen dilin niteliği de öğrenmeyi çok fazla etkileyecektir. Birbiriyle akraba olan diller, gramer ve telaffuz açısından büyük benzerlik taşıdığından, öğrenimleri daha kolay olurken, farklı dil ailelerinin üyeleri arasındaki ilişki azlığı nedeniyle zorluklarla karşılaşılabilir.
Kullanılan Yöntemler
Dil öğrenmek için, geçmişten günümüze pek çok metot ve teknik kullanılagelmiştir. İnsanların, yetenekleri ve fizyolojik yapıları, kendilerine özgü olduğundan, herkes kendine uygun öğrenme tarzını tercih edecektir. Ancak en temelde öğrenilecek dilin seslerine aşina olmak ve sesleri taklit edebilmek büyük önem taşır. Örneğin Arapça, seslerin daha çok gırtlak aracılığıyla çıkarıldığı bir dil olduğundan, bu duruma alışkın olmayan bir yabancının, öncelikle bu duruma kendini alıştırması gerekmektedir. Bunu sağlamak adına pek çok kişi, yabancı dili bizzat kaynağında edinme yolunu seçmektedir. Günümüzde teknolojik imkânların avantajları, yabancı dillerle çok daha kolay etkileşim halinde olmayı kolaylaştırmıştır.
Yabancı Dil Öğrenmenin Yararları
Yabancı dil öğrenmek kişiye pek çok yarar sağlamaktadır. Öncelikle ikinci bir dile aşina olmak, o dile sahip olan kültür ile yakın etkileşim haline girmeyi sağlayacağından, kişinin bakış açısında ve algılarında büyük gelişmelere neden olacaktır. Bunun yanında, kariyer imkânları açısından, birden fazla dil konuşabilme yeteneği, kişiye yeni kapılar açacaktır. Ayrıca, turist olarak seyahat edilen yabancı ülkede, ortak bir dil veya yerel dilleri konuşabiliyor olmak, hayati derecede önemli ve faydalıdır. Özel hayata da oldukça etki eden bir durum olup, bu konuda yapılan araştırmalar, birden fazla dil konuşan insanların, çok daha çekici bulunduğunu da göstermektedir. Bununla birlikte bilimsel açıklamalar, birden fazla dil konuşabilmenin hafızayı ve dikkati geliştirdiğini ve zekâyı da olumlu yönde etkilediğini belirtmektedir.