Dilan Korkmaz - İrlanda
Bu İşler Nasıl
Olacak?
Yurt dışında eğitim alma hayali
kurup, hemen her bulduğunu inceleyen arkadaşım, merhaba!
Ben Dilan Korkmaz, Dublin’de Twin Dil Okullarında eğitim
programına başvurdum. Biliyorum sen de bunu istiyorsun,
ancak kafan karışık, aklında bir soru var: Nasıl olacak bu işler? Açık
söylüyorum gerçekten işini düzgün yapanlarla oluyor. Ben 2014 yılından 2020
yılına değin düzenli olarak yurt dışında eğitim almak, kendimi evrensel bir insan
yapmayı hayal ettim. Ancak bunun için sadece yarım yamalak bir isteğim ve
kendim dışımda tüm dünyadan beklentim vardı.
İnsan son 6 yıldır yurt dışı eğitim araştırması yapmayı hobi
edinince haliyle pek çok konu öğreniyor. Okul fiyatları, gönderici kurum,
gidilen ülke, konaklama, masraflar, hatta bunlardan önce vize pasaport… İnsan
daha düşünürken yoruluyorJ
Ben de düşünmeye yorulup, hayalimi erteledim uzun yıllar. Taa ki 2020 yılı
Ağustos ayına kadar.
Bir Ağustos gecesinde, yüksek lisans tezimin düzeltmelerini
yaparken kendi kendime “mezuniyetim de geliyor, hala İngilizce konuşamıyorum.
Keşke ben de doğru dürüst İngilizce konuşup, yurt dışında doktora yapabilsem”
dedim. Gecenin saat 3’ünde Ankara’daki tüm yurt dışı danışmanlık bürolarının
adreslerini buldum internetten. Gidip konuşmak da parayla değil ya sonuçtaJ Üzerinde özellikle durduğum ve 6 yıldır takip
ettiğim iki kurum vardı. Bunlardan biri Karya iken diğeri direkt dil okuluydu
(Sonradan okul olduklarını öğrendim). Ertesi gün tüm kurumlarla görüşmek için
adresler elimde yola koyulmuşken, internetten form doldurduğum için o
bahsettiğim okul beni aradı. Ben kendileriyle yüz yüze görüşmek istediğimi
söyledim. Lakin direkt olarak büroları olmadığını örneğin bir avukatın
temsilcileri olduğunu belirttiler. İçimden bu ne saçma iş dedim ve daha yola
yeni çıkmışken aklımda güvendiğim iki şıktan biri direkt elendi. Ancak moralimi
bozmadım zira başta Karya olmak üzere 5 6 kurumla daha görüşecektim.
Ankara merkez büroya geldiğimde pandemi koşullarında dahi içeride
bilgi almaya gelenleri gördüm. Her masa doluydu. O sırada bir masanın boş
olduğu gördüm ve buraya oturdum. Gerçekten hayatınızda görebileceğiniz en ciddi
ses tonuyla bir kadın “buyurun” dedi. Sanki hiçbir bilgim yokmuş gibi, yapmak
istediğimi söyleyip “bu işler nasıl oluyor?” dedim. Karşımdaki insan bir
başladı anlatmaya, sesinde tekleme yok, zaten her şeyi oluruyla olmazıyla
biliyor ve hayal kurarken bile ne olur ne olmaz açıkça söylüyor. Zorla kayıt
yapmaya falan çalışmadan bana, istediğim ülkeyi sordu, aklınızda bir ülke yoksa
ki benim o da yoktu, bana tek tek her ülkeyi sabırla anlattı. Sonra belirttiğim
maddi aralığa göre dil okullarını artısıyla eksisiyle belirledi. Belki öz ablam
olsa bu kadar sabırlı olmazdı. Yanında 2 saat kaldıktan sonra, fiyat konusunda
kendimce “kazık” yememek için diğer kurumları gezmeye de kararlıydım.
Karya’nın hemen karşısında bulunan yurt dışı
danışmanlıkların hemen hepsine girdim. Birinde 20’li yaşlarda çoçuklar konu
hakkında bilgili büyüklerini bulmaya çalışırken, diğerinde içerisi boş olmasına
rağmen randevusuz geldiğim gerekçesiyle bilgi verilmesi şöyle dursun
azarlandım. Bir başkasında, konu hakkında hiç bilgim yokmuş gibi davrandığım
için, resmen “sen zaten yeterince akıllı değilsin, gidemezsin” şeklinde muamele
gördüm. Bir diğeri isteksizce 11 dakikalık bilgilendirme yapıp ki bu
bilgilendirmeyi sokaktan geçen herhangi biri de yapabilirdi, beni gönderdi. Bu
yetmedi ABD’de yaşayan bir tanıdığım vasıtasıyla oradaki dil okulları, hatta
İngiltere ve İrlanda’dakiler hakkında bilgi almaya çalıştım. Ancak o 2 saatte
bana sabırla anlatılanların hiçbiri yoktu bu konuşmalarda.
Karya’dan aldığım okul listelerinin arasında benimle
ilgilenen hanımefendinin kartını buldum. Pelin Hanım. 1 hafta sonra Pelin
Hanımın bana anlattıklarını anlatıp ona nasıl ikna olduğumu belirttim aileme ve
Pelin Hanımı aradım. “Öncelikle size abla demek istiyorum” dedim ve
karşılığında sımsıcak bir gülümseme aldım. “Pelin abla ben İrlanda’daki okulda
karar kıldım, sana inandım” dedim. Sonra süreç başladı… Pelin abla beni araması
gereken zamandan belki 1 2 hafta öncesinden başlayarak tüm adımlar için tek tek
neler yapmam gerektiğini söyledi. Örneğin “Dilancığım, şu tarihe pasaportun
lazım, başvuru formu gönderiyorum bunu da doldur. Pasaportunu şurdan şu şekil
halledebilirsin (28 yaşımdayım, ama o siz bu konuda sıfır bilgi sahibiymişsiniz
gibi her şeyi gene de anlatır)” dedi. Bu süreçte bir kez olsun of demedim, ben
bunu nasıl yaparım demedim, şu evrak nereden alınacak diye çekinmedim. Çünkü
zaten Pelin abla biliyor ve sizi arayarak tek tek her şeyinizi planlıyor. Karşılığında
ona bir filtre kahve aldığınızda ise gözlerinin içi gülüyorJ
İrlanda vizesine başvuru yaparken bana hazırladığı dosya bin
sayfalık bir kitap kalınlığındaydı. Ancak ben bu evrakları nasıl toparladım
farkında bile değilim. Zira Pelin abla çok programlı, her şeyi olabilecek
aksiliklerine kadar düşünüp hareket eden ve ettiren biri. Hatta tüm bu
evraklarla vize bürosuna nasıl gidileceğini dahi 3 kez anlatır. Siz bunu
bilseniz dahi o işini sağlam yaptığı için yine de size mesaj atarJ Beni bunca evrakla
karşısında göre vize bürosundaki hanımefendi, “hiç böyle güzel ve iyi
hazırlanmış dosya görmedim. Kendiniz mi hazırladınız teşekkür ederim” dedi.
Tabii ben Pelin ablayı söyleyince kendisine teşekkür etmem gerektiğini belirtti.
Oysa ben Pelin ablaya her konuşmamızda binlerce kez teşekkür ettim, ediyorum.
Karya çok uzun yıllardır bu işi yapıyor ve büroya girdiğiniz
anda oradaki hemen herkesin ne kadar deneyimli olduklarını anlıyorsunuz.
Aradığınız sadece bu işlerin ‘kandırılmadan, para kaptırmadan, doğru dürüst’
yapılması ve en önemlisi sizi kendi gibi gören bir danışman.
Bir kez daha ben “bu işler nasıl olacak?” diye
hayıflanırken, her işi kolaylaştırdığın için teşekkür ederim Pelin ablaJ